Irklar
ELFLER
İnsanlar özellikle kimyasal ve biyolojik silahların etkisiyle zamanla mutasyona uğramış ve bir kısmı Troll, Gnom, Cüce gibi diğer ırklara dönüşmüştür. Irklarımızı birazdan anlatacağız ama önce meşhur sakallı Elflerimize gelelim… Elfler bu dünyada tamamen istisna bir ırktır. Elfler insanların evrimleşmesiyle veya diğer genetik mutasyonlarla oluşmamış, aksine insanlardan bile eski, zamanın başlangıcından beri var olan Peri Halkı’na mensup bir ırktır. Ki Elfler dışında Peri Halkı’na mensup pek çok ruh vardı. Ancak insanların eski dünyayı yok etmesiyle bu ruhların büyük bir kısmı yok olmuş kalanı da dünyadan kaçmıştır. Bu ruhlar genelde doğayı ve elementlerini simgeleyen ruhlardı. Şimdilerde bu ruhlardan sadece Gümüş Nehrin Kralı ve Taş Kral Uhl Beck kalmıştır. Bu iki ruh inanılmaz derecede güçlüdür ve çağlar boyunca kendilerini bu dünyadan kazımak isteyen güçlere karşı direnmişlerdir. Eski zamanlarda elfler tamamen ışıktan oluşan son derece güçlü büyülere sahip, iyiliğin temsilcisi rolünü üstlenen bir halktı. Tabii her şey dengeyle alakalı. Evren kendini dengede tutabilmek için daima her şeyin anti-tezini yaratmaktadır. İşte İblisler de tam bu noktada karşımıza çıkıyor. Elfler ve anti tezleri İblisler zamanın başlangıcından beri birbirlerine üstünlük kurmak için savaşmaktadır. Ancak iki tarafta çok kudretli büyülere sahip olduğu için bu savaş sürekli bir denge halinde devam etmektedir.

CÜCELER
Yer altına inip yüzlerce, binlerce yıl boyunca burada yaşayan insanlar bu radyasyondan az da olsa etkilenmiştir ve zamanla mutasyona uğrayarak Cüceleri oluşturmuştur. Ormanlara saklanan insanlar cücelere oranla radyasyondan daha fazla etkilenmiştir ama yine de bitki örtüsünün radyasyonun bir kısmını emmesi sonucu aşırı etkilenmemişlerdir.

GNOMLAR
Ormandaki bu insanlar da zamanla mutasyona uğrayarak Gnomları oluşturmuştur. Fiziksel olarak cüceler de gnomlar da oldukça kısadır. Ancak cüceler zamanla daha medeni bir ırk haline gelmişken gnomlar daha barbar bir hayat sürmüş ve kabile hayatı yaşamaya başlamıştır. Cüceler ve Gnomlar birbirlerinin ezeli düşmanlarıdır onu da not düşelim.

TROLLER
Gelelim Trollere. Troller ise saklanacak bir yer bulamayıp radyasyona tamamen maruz kalan insanlardır aslında. Dizide de gördüğünüz üzere vücutları çarpık, suratları paramparça, korkunç, deforme bir şekle sahip birer yaratık haline gelmişlerdir. Bunun dışında “ırk” olarak gösterilemeyecek pek çok yaratık ve canavarımız da mevcut. Onları tek tek anlatmıyoruz.

DRUİDLER
Gelelim Druidlerimize! Druidler ise dünya küllerinden yeniden doğduktan sonra, eski ilimlerin ve büyünün tekrar keşfedilmesiyle ortaya çıkan alim kişilerdir aslında. Kendine ilk kez Druid ismini veren meşhur Elf Galaphile, tüm ırkların içinde en alim ve bilge kişileri bir araya getirerek ilk Druid Konseyini oluşturmuş ve birlikte Kuzeykara’nın hemen güneyinde meşhur Druid Kalesi Paranor’u inşa etmişlerdir. Amaçları ise tüm ırklar arasında barışı ve dengeyi sağlayarak bilginin yayılmasına ön ayak olmaktır.
Tabii her zamanki gibi içlerinden bir tanesi sivrilmiş ve dünyanın geleceğini kendilerinin, Druidlerin şekillendirmesi gerektiğini savunmuş ve yanına yandaş Druidleri alarak Paranor’u terk ederek isyan etmiştir. İşte bu kişi dizide de birkaç kez adını duyduğumuz Karabüyücü Lord Brona’dır (Warlock Lord). Kendisi yine dizide birkaç kez telaffuz edilen Birinci ve İkinci Irklar Savaşı’nı başlatan baş kötü karakterimizdir. Brona diğer tüm druidlerin kökünü kazımış ve geriye o dönemde sadece meşhur druid Bremen ve birkaç dostu kalmıştır.